Belki yirmi yedi, yirmi sekiz sene oldu Üstadı görmeyeli. Onu görmek, mübarek simasını doya doya seyretmek için her zaman gidip ziyaret etmek istediğim halde, meşguliyetten bir türlü vakit bulamadım. Fakat o kalblerde yaşadığı için, mânevî varlığı ile daima beraberdik. Bu, gönüllerdeki iştiyakı bir dereceye kadar tatmin etmez miydi? Kendisini görüp kucaklaştığımız zaman, onun nuranî simasının verdiği zevk, maddî hasretin de …
Devamını Oku »Fethullah Gülen’in Cihad, Barış İnşası ve Şiddet Kullanımı Hakkındaki Görüşleri
Fethullah Gülen’in cihad anlayışı ve farklı din ve kültürlerden toplulukların bir arada barış içinde yaşamasına dair görüşleri, temelde Kur’ân ve Sünnet eksenli ve onların yansıması niteliğindedir. Gülen tasavvuf geleneğinden gelen birisi olarak sıklıkla, belli şartlara münhasır olarak gerçekleşen ve dışa doğru verilen küçük cihadın (fiziki, harici) gerekliliğini inkâr etmeksizin içe dönük büyük cihadın önemini vurgular. Allah yolundaki bu iki mücadele …
Devamını Oku »Bir Kadın Kahraman Rabia-i Adeviyye
Peygamber Efendimizin, kutlu soluğuyla ektiği tohumlar, kendi döneminde tarihin altın nesli olarak Sahabe-i Kiram (r.anhüm) meyvelerini yerdiği gibi, yedi veren misali, kendinden sonraki her devir de, en güzel meyveleri, hep o mübarek tohumlardan devşirdiler. Mübeccel bir müjdeyi Nebî dilinden alan nesillerin başında -sahabeden sonrakilerin- ismini Kur’an’ın koyduğu, altın neslin hakiki varisi tâbiîn nesli gelmektedir. Bu sayımıza, ötelerden muştulu neslin, ismi …
Devamını Oku »Toprak Olmalı, Kardeş Kalmalı!..
Dine, imana, millete ve memlekete hizmet edenler, bu hizmetlerini dünyevî ve hatta uhrevî bir geriye dönüşe bağlamamalıdırlar. -Allah’ın nimetleri üzerimizden sağanak sağanak boşalırken bize düşen; şükür, minnet ve mahviyet hisleriyle dopdolu olmaktır. Üstad Necip Fazıl, “Yeni güllerin yetişmesi için beni de bir gübre kabul edin!” derdi. Onun bu sözü, -kendi büyüklüğünün farkında olmasına rağmen- insanın tevazu, mahviyet, hacalet ve hiçliğini …
Devamını Oku »Sahabilerin Varlıkla İmtihanı
Müslümanlar, Mekke’den Medine’ye hicret ettikten belirli bir süre sonra Yahudilerin elinde olan ticareti ellerine geçirmeye başladılar. Medine’nin ticaret hayatına yavaş yavaş hâkim olmaya başlayan Muhacirler, zamanla Medine’nin de en zenginleri oldular. Mekke döneminde de ticaretle uğraşan Hz. Ebû Bekir, Hz. Osman ve Hz. Abdurrahman b. Avf gibi zengin Muhacirler, sosyal ve manevî sorumluluklarını unutmayarak, kazançlarını yine İslam uğruna ve Müslümanların …
Devamını Oku »Resulullah’ın Kızdığı An: Ağır Olun Bakayım !
Ayrılık, içinde çıktığı toplumu -bundan vazgeçmedikleri müddetçe- yok oluşa götüren büyük bir felakettir. Nitekim Müslümanları yer ile gök gibi birbirinden ayıran, aralarında büyük bir kinin oluşmasına sebebiyet veren en önemli etken, içinde bulundukları ihtilaftır. İslam toplumunun haline, içinde bulunduğu ayrılık ve bölünmelere bakan kişi, Müslümanların saflarını ayıran, birbirlerine kılıç çektiren, başlarına düşmanları musallat eden ve aldatma, kıskançlık, kin, nefret, iftira, …
Devamını Oku »Kur’an’da Fert ve Aile Terbiyesi
Kur’ân-ı Kerim’in ferdi olgunlaştırarak belirli bir kıvama ulaştırmayı hedef aldığını ifade etmiş ve bir babanın evlâdına yaptığı nasihati konu alan bir âyet-i kerime ile de o hususu noktalamıştık. Şimdi isterseniz bir başka zaviyeden yine Kur’ân-ı Kerim’e dönerek babanın, çocuğuna bir kısım nasihatleri üzerinde duralım: “Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, insanları kötülükten vazgeçirmeye çalış ve başına gelenlere/geleceklere sabret. Doğrusu bunlar, …
Devamını Oku »Fethullah Gülen: İslam’ın Yol Ayrımında
İslam’ın Yol Ayrımında: İzzet ve Barışın mı, Yoksa siyasete ve şiddete alet edilmenin mi?
Devamını Oku »Veda Haccı’nda Hz. Muhammed (sav)’in Yaptığı Konuşmanın Tam Metni
Allah’a hamd olsun. O’nu över, O’na şükrederiz. O’ndan medet umarız. O’ndan bağışlanma dileriz, tevbe ederek O’na itaate yöneliriz. Nefislerimizin kötülük telkinlerinden ve kötü ameller işlemesinden Allah’a sığınırız. Allah kime doğruyu gösterirse, kimse onu hak yoldan uzaklaştıramaz. Kimin de hak yoldan uzaklaşmasına özgürlük tanırsa, kimse ona doğruyu gösteremez. Tek Allah’tan başka tanrı olmadığını, ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmadığını kabul ve …
Devamını Oku »Kimse Yok Mu? Biz Varız !
Kimse yok mu? Kayıyor ayaklarımın Altından yer Kayıyor başımın Üstünden gök Arıyor ellerim Sarılacak bir el Arıyor ellerim Tutunacak bir dal Soruyor gözlerim: Kimse yok mu? Bitiyor sözlerim: Kimse yok mu? Mustafa Topçu
Devamını Oku »